Bir zamanlar Tahir'e ait olan bu evi, Yusuf Gönç'e satın almak için Tahir ile pazarlık yapmıştık. Ertesi günü Tahir, yapılan pazarlıktan caydı ve bizden biraz daha farklı bir miktar talebinde bulundu. Biz de Tahir'in bu oyun bozanlığına kızdık. Bir miktarını daha önce ödediğimiz paramızın tarafımıza iade edilerek bu pazarlıktan vazgeçelim dedik. Ama aldığı paranın bir kısmını harcamış. "Sen daha önce bir kısmını aldığın ve yine bir kısmını harcadığın bu pazarlığı bozmaya utanmadın mı?" Harcadığı miktarın karşılığı kadar senet tanzim edilen bu pazarlığın bozulmasının tek müsebbibi Tahir'dir.
Şimdi, insan tükürdüğünü yalar mı? Bazı kendini bilmez insanlar yalarmış. İnsan yaptığı pazarlıktan döner mi? Bazı insanlar dönermiş. Söz namustur, verdiği sözden geri dönene ne denirse, işte Tahir bu sıfatı hak etmiştir. Biz onunla ahitleşmiştik. Ondan da ahdine vefa göstermesini beklerdik. Ama o ahdine vefa göstermedi. Bizi üç kuruşa değişti. Şimdi her ne kadar yüzüne bir şey demesem bile, içim ona asla doğrulmaz! Çünkü o bize kalleşlik yaptı, daha doğrusu beni sattı.
Tek taraflı bozulan bu pazarlık yüzünden Yusuf Gönç'e karşı çok mahcup oldum ve çok zor durumda kaldım. Yusuf Gönç, benim Tahir ile anlaşarak onu oyuna, yani tezgaha getirdiğimi düşünmüş. Yusuf Gönç Allah'ın rahmetine kavuştu, biz de eninde sonunda kavuşacağız. Bu konuda benim alnım açık ve bu hususta veremeyeceğim bir hesabım yoktur. Çünkü, bu pazarlığı tek taraflı olarak Tahir bozmuştur. Cenab-ı Allah'ın ilahi bir adaleti var ve kimi haksızlıkların cezasını ahirete bırakmadan daha bu dünyada iken de veriyor.

0 Comments:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.